Mavera-i Ürdün Emirliği

Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistin ve Ürdün bölgelerinden çekilmesinin ardından, İngiltere’nin bu toprakları işgali sırasında Filistin ve Ürdün’ü aynı idari yönetim altında birleştirme kararı alındı. İngiltere, Filistin’i kendi valisi tarafından doğrudan yönetme tercihinde bulundu ve aynı dönemde Şeria Nehri’nin doğusunda kalan bugünkü Ürdün topraklarını da 11 Nisan 1921’de Şerif Hüseyin’in oğlu Abdullah’ın liderliğinde bir idari birim olarak Filistin Mandası’nın bir parçası olarak ilan etti. Bu oluşumun sınırları, sonraki yıllarda Ürdün Krallığı tarafından kabul edilen sınırlarla büyük ölçüde örtüşse de, günümüz Ürdün sınırlarından hafif farklılıklar gösteriyordu.
Abdullah bin el-Hüseyin tarafından yönetilen bu emirlik, bağımsızlığına kadar Milletler Cemiyeti ve Birleşik Krallık’ın koruması altında kaldı. İngiltere, 15 Mayıs 1923’te Ürdün’ün bağımsız bir hükümet olarak tanınmasıyla bölgedeki kontrolünü kademeli olarak geri çekmeye başladı. Mart 1946 Londra Antlaşması gereği, Ürdün bağımsız bir krallık haline geldi, 25 Mayıs 1946’da Ürdün Parlamentosu Emir I. Abdullah’ı kral olarak ilan etti ve ülkenin adını Ürdün Haşimi Krallığı olarak değiştirdi.
Bu dönemde yaşanan gelişmeler, Orta Doğu’nun siyasi haritasının şekillenmesine ve Ürdün’ün bağımsız bir ulus olarak varlığını sürdürmesine katkı sağladı. İngiltere’nin desteği ve Milletler Cemiyeti’nin gözetimindeki bu geçiş süreci, Ürdün’ün bağımsızlığını kazanmasının bir dönüm noktasıydı ve Ürdün, bağımsız bir krallık olarak yoluna devam etti.