Abdulkadir El Huseyni
1907 yılında Kudüs’te doğan Abdulkadir El Huseyni, Filistin’in özgürlüğüne adanmış bir hayat sürdürmüştür. Babası Musa Kazım El-Huseyni’nin oğlu olarak dünyaya gelmiş ve Kudüs’te büyüyüp yetişmiştir. Eğitim hayatına Raşidiyye Medresesi’nde başlamış, ardından siyonist okulu olarak da bilinen Piskopos Gobat Okulu’na geçmiş ve sonrasında Ravzatu’l-Meârif Okulu’ndan 1927 yılında başarıyla mezun olmuştur.
Gençlik yıllarında ulusal protestolara katılan bu lider, Beyrut’ta Amerikan Üniversitesi’ne kaydolmuş, ancak siyasi faaliyetleri nedeniyle okuldan uzaklaştırılmıştır. Daha sonra Kahire’ye gidip Amerikan Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nde eğitim almış ve 1932’de mezun olmuştur. Mezuniyet töreninde artan İngiliz-Amerikan politikalarını eleştirmiş ve bu nedenle 1932’de Kahire’den sınır dışı edilmiştir.
Filistin Arap Partisi’nin başkanı Cemal Huseyni’nin önderliğinde yer alarak partinin sekreterliğini üstlenen bu lider, fikirlerini El-Liva gazetesi başeditörü olarak ve diğer birçok gazetede yazarak ifade etmiştir. Eğitimli Müslümanlar Kongresi’ni düzenleyerek hükümet dairelerinde Filistinli Araplara yönelik ayrımcılığa karşı mücadele etmiştir.
1936-1939 yılları arasında gerçekleşen Büyük Devrim/İsyan döneminde Filistin direnişinin lideri olmuş, Kudüs Bölgesi’nin komutanı olarak Beyt Sûrîk’te “Haganah” güçlerine yapılan saldırıyı yönetmiştir. Mukaddes Cihat Örgütü’nü örgütlemek için çaba sarf etmiş ve 1936 yılında bu örgütün silahlı kuvvetlerinin başkomutanlığına atanmıştır.
1937 yılında Irak üzerinden Türkiye’ye geçtiğinde tutuklanmış ve hapsedilmiştir. Irak’ın kuzeyindeki Zaho’ya sürgün edilmiştir. Kral Abdulaziz Âl-i Suud’un devreye girmesiyle serbest bırakılmış ve Suudi Arabistan Krallığı’na gitmiştir. Ardından Mısır’a geçmiştir.
1947 yılında Filistin’in taksim kararının ilanından sonra gizlice Kudüs’e dönerek Cihad-ı Mukaddes adlı gönüllü gerilla kuvvetinin komutanı olmuş ve direnişi örgütlemeye başlamıştır. El-Kastel Savaşı sırasında Haganah kuvvetlerine karşı direnişi yönetirken, 8 Nisan 1948’de şehit düşmüştür. Ertesi gün Mescid-i Aksa Mezarlığı’na defnedilmiştir. Geride Musa, Gazi ve Faysal El-Huseyni adında üç evlat bırakmıştır.
