Moşe Dayan

Moşe Dayan, 20 Mayıs 1915 tarihinde İsrail’in Kinneret Gölü yakınlarındaki Dacanay Alef Kibbutz’unda doğdu. İbranice’de adı “Musa Hakim” anlamına gelir. 14 yaşında, Arap saldırılarına karşı Yahudi yerleşim merkezlerini savunmayı amaçlayan yeraltı terör örgütü Hagana’ya katıldı.
Dayan’ın askeri kariyeri, İngiliz subayı Yüzbaşı Orde Wingate’den öğrendiği savaş taktikleriyle özel gece birimlerinde başladı. Bu birimler, Filistin’de Müslüman gruplara karşı savaşan önemli bir İsrail ordusu parçası oldu. 1936-1939 isyanı sırasında Galile ve Jezreel Vadisi’nde özel polis güçlerinde görev aldı. 1939’da İngilizlere yönelik yapılan Hagana terör saldırıları sonrasında örgütün dağıtılmasının ardından yakalandı ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1941’de tahliye edildi ve Suriye’nin bağımsızlık kazanmasını sağlamak için burada görev yaptı. Bir çatışma sırasında yaralandı ve sağ gözünü kaybetti, bu nedenle siyah bir koruyucu taktı ve bu simge haline geldi.
1948’e kadar Hagana terör örgütüne aktif destek verdi. Filistin köyü Der-Yasin’de gerçekleşen 1946 Der-Yasin Katliamı, İsrail’in kuruluşundan iki yıl önce gerçekleşti. Moshe Dayan’ın liderliğindeki bir çete, uyuyan 576 Filistinli’yi bombalarla tarayarak öldürdü. Dayan, İsrail’in işgal savaşı sırasında Suriye sınırının Kudüs bölümünde komutan olarak görev aldı. Generalliğe yükseldi ve 1953’te genelkurmay başkanı oldu. Mısır’a karşı Sina Yarımadası’nda 1956’daki savaşı yönetti.
1958’de askeri hizmeti bıraktıktan sonra siyasete girdi. Tarım Bakanı olarak görev yaptı ve İşçi Partisi’nde önemli bir rol oynadı. 1973 Yom Kipur Savaşı’ndaki başarısızlık nedeniyle istifa etmek zorunda kaldı. Dayan, Mısırlılarla görüşmeler yaparak 1978’de Camp David Barış Antlaşması’nın imzalanmasını sağladı. 16 Ekim 1981’de kanser nedeniyle vefat etti. İsrail arşivlerinde, Dayan’ın Filistin camilerinin yıkımına yönelik emirlerinin belgeleri bulunmaktadır.
Bugün İsrail, Filistin topraklarında devam eden zulüm ve katliamlarıyla tanınırken, Moşe Dayan’ın yönettiği birçok terör eylemi hala unutulmamıştır. Orta Doğu’da barış ve istikrarın sağlanmasının önündeki en büyük engel olarak “İsrail terörü” görülmektedir. Filistin, Siyonistlerin zalimlikleri nedeniyle kan deryası ve talihsizlikler yumağına dönüşmüş durumdadır.