Kudüs Kronolojisi

Kudüs Kronolojisi | M.Ö. 3500 – M.Ö. 26

M.Ö 3500

Şehir’deki İlk Sakinler

Tevrat’a göre, Hz. Nuh’un oğlu Ham’ın Kudüs ve çevresini miras olarak bıraktığına inanılır. Arkeolojik bulgular, bu bölgedeki ilk yerleşimlerin M.Ö. 3500’lere kadar uzandığını gösterir. Kudüs’ün ilk sakinleri, putperest ve göçebe kabileden insanlardı.

M.Ö. 1400

Barışın Hakim Olduğu Şehir

M.Ö. 1400’lerde Mısır’ın egemenliği altındaki Filistin’de yer alan Kudüs, Yebusiler tarafından kurulan ve “Uruşalem” olarak adlandırılan bir yerleşim yeriydi. Bu terim Yebusilerin dili olan ve “barış ve esenlik yurdu” anlamına gelen bir ifadeydi.

M.Ö. 1010-970

Sapan Taşıyla Elde Edilen Zafer

İsrailoğulları lideri Tâlût komutasındaki ordu, Şeria Nehri’nin batı yakasında Filistinlilerle savaşa girdi. Bu savaş sırasında genç Davud, sapanla attığı taşıyla düşman komutanı Câlût’u öldürdü ve bu olay, Kudüs’ün İsrailoğulları için açılmasına yol açtı. Davud, İslam’a göre hem kral hem de peygamber olarak kabul edilirken, Yahudi kültüründe sadece bir kral olarak anılır.

M.Ö. 1003

Peygamber Şehri : Kudüs 

Hz. Davud’un liderliğinde İsrailoğulları, Kudüs’ü başkent ilan ederek siyasi ve dini bir yeniden doğuş yaşadı. Hz. Süleyman döneminde, Kudüs’te Süleyman Mabedi inşa edildi. Bu dönemler, Kudüs’ün hem dini hem de siyasi bir merkez olarak geliştiği önemli bir dönemdir ve İsrailoğulları için büyük bir zirveyi temsil etmektedir.

M.Ö. 970-931

Beyt-i Makdis’in İnşası 

Hz. Süleyman, büyük bir orduyu kontrol edebilen bir liderdi ve Kudüs’te büyük bir mescit inşa etmek için girişimlerde bulundu. Mescit, 957 yılında tamamlandı ve Kâbe’ye doğru kıbleye sahipti. Bu inşaat, Hz. Süleyman’ın yönetiminin parlak bir yönünü simgeliyor ve Kudüs’ün surları genişletilerek şehri kapsayacak şekilde genişledi.

M.Ö 931

M.Ö. 931’de İkiye Bölünen Krallık

Hz. Süleyman’ın 931 yılındaki ölümü, İsrailoğulları arasında siyasi anlaşmazlıkların başlamasına ve Filistin’deki istikrarın sarsılmasına neden oldu. Ülke, güneyde “Yehuda” ve kuzeyde “Israel” olarak ikiye bölündü. Bu bölünme, Filistin’i iç savaşlara ve dış müdahalelere karşı savunmasız hale getirdi, ve İsrailoğulları’nın tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil etti.

M.Ö. 721’de 

Asurluların İlk İşgali

M.Ö. 721 yılında, Filistin toprakları büyük bir karışıklık ve karmaşa dönemine tanıklık etti ve sonunda Asurluların bölgeyi işgal etmesiyle sonuçlandı. Asurlular, önce kuzeydeki Israel Krallığı’nı yok etti ve binlerce Yahudi’yi esir aldı. Daha sonra Kudüs’ü kuşattılar, ancak hastalıkların etkisiyle kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. Bu olay, Filistin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır ve Asurluların bölgeye müdahalesini sembolize eder.

M.Ö. 597

Babillilerin Kudüs Kuşatması

Asurluların bölgeden çekilmesinin ardından, Kudüs’e yönelik yeni bir tehdit ortaya çıktı: Babilliler. M.Ö. 610’da, Babil Kralı Nabukadnezzar, Mısırlıların Asurlulara destek verdiği gerekçesiyle Filistin’e yönelik bir savaş başlattı ve M.Ö. 597’de Kudüs’ü ele geçirdi. Bu olay, kutsal şehrin pagan bir imparatorluğun kontrolü altına girmesiydi ve Yahudi toplumunu derinden etkiledi, tarihleri boyunca önemli bir dönemeç olarak kabul edildi.

M.Ö. 586

Beyt-i Makdis’in Yıkılışı

Babilliler, Kudüs’ü ele geçirdikten sonra Yahudi nüfusa baskı uyguladı, ibadetleri kısıtladı ve şehirdeki yaşam koşullarını zorlaştırdı. M.Ö. 586’da Babil Kralı Nabukadnezzar’ın emriyle Beyt-i Makdis tamamen yıkıldı ve Kudüs, Yahudi nüfusuyla birlikte sürgüne gönderildi, bu büyük trajediyi temsil eder.

M.Ö. 586-537

Sürgünden Dönüş: Yahudilerin Yeniden Kudüs’e Dönüşü

M.Ö. 586 ile 537 arasında sürgünde yaşayan Yahudi halkı, Babillilerin Persler karşısında yenilmesiyle Kudüs’e dönme fırsatı buldu. Bu dönüşü mümkün kılan şey, Pers Kralı Kiros’un 538 tarihli fermanıydı ve binlerce Yahudi, zorlu bir yolculuktan sonra Filistin topraklarına geri döndü, bu dönem Yahudi tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil eder.

M.Ö. 520

Beyt-i Makdis’in Yeniden İnşası

Pers Kralı Kiros, Yahudilere Kudüs’e dönme izni vermenin ötesinde, Beyt-i Makdis’in yeniden inşa edilmesini teşvik etti. M.Ö. 520’de başlayan bu ikinci inşaat sürecinde, mabet hem fiziksel hem de dini açıdan önemli değişikliklere uğradı, Yahudi topluluğu için tarihi bir yeniden doğuşu simgeliyordu.

M.Ö. 445

Kudüs Surlarının İnşası

Pers Kralı I. Artaserhas’ın danışmanlarından Nehemya, Kudüs’ün yeniden inşası için kraldan izin alarak şehri 52 günde güçlü surlarla çevreledi, bu çaba Kudüs’ün savunmasını güçlendirdi ve tarihsel bir dönüm noktası oldu.

M.Ö. 332

Kudüs’ü Ziyaret Eden Büyük İskender

Sadece 18 yaşında tahta çıkan İskender, M.Ö. 332’de Kudüs’ü ele geçirdi, Beyt-i Makdis’i ziyaret ederek din adamlarına saygı gösterdi ve Yahudi topluluğuna dinî özgürlükler sağladı. Bu, İskender’in fetihlerindeki hoşgörülü politikalarından bir örnek olarak öne çıkar.

M.Ö. 63

Roma’nın Kudüs’ü Fethi

M.Ö. 63’te, Roma İmparatorluğu’nun komutanı Pompey liderliğindeki ordu, Kudüs’ü ele geçirerek şehri Roma’nın kontrolü altına aldı. Bu olay, Kudüs’ün Roma İmparatorluğu’na katılmasını ve Yahudi tarihinde önemli bir dönemin başlangıcını simgeliyor.

M.Ö. 40

Herod’un Tahta Geçişi ve Büyük İmar Faaliyetleri

M.Ö. 40’ta Filistin bölgesinin genel valisi olarak atanan Herod, Kudüs’ü restore etti ve çevresindeki şehirlerin savunmasını güçlendirdi, böylece Filistin’i çağının modern ve gelişmiş bir bölgesi haline getirdi. Herod’un liderliği altında gerçekleşen bu büyük imar faaliyetleri, Kudüs’ün ve çevresinin bugünkü fiziksel yapısının temellerini attı ve onun büyük bir lider olarak hatırlanmasını sağladı.

M.Ö. 18

Beyt-i Makdisin Genişletilmesi

M.Ö. 18’de Kral Büyük Herod döneminde başlayan Beyt-i Makdis’in genişletme ve yeniden inşa çalışmaları, yaklaşık 80 yıl süresince devam etti ve günümüzde “Mescid-i Aksâ” olarak bilinen 144 dönümlük sahayı içine aldı. Bu döneme ait Herod’un mimari müdahaleleri, Ağlama Duvarı’ndan bakıldığında hala gözlemlenebilir.

M.Ö. 26

Yeni Genel Vali ve Hz. İsa Dönemi

Kral Büyük Herod’un M.S. 4 yılındaki ölümünden sonra, Kudüs zengin bir şehir olarak varlığını sürdürdü, ancak varis eksikliği Filistin’de istikrarsızlık potansiyelini taşıyordu. Roma İmparatoru Tiberius’un emriyle göreve getirilen Pontius Pilate, M.S. 26’da valilik görevine başladı.

M.Ö. 26

Yeni Genel Vali ve Hz. İsa Dönemi

Kral Büyük Herod’un M.S. 4 yılındaki ölümü, Kudüs’ü zengin bir şehir olarak bıraktı, ancak varis eksikliği Filistin’i istikrarsızlaştırma tehdidi taşıyordu. Roma İmparatoru Tiberius’un emriyle göreve atanan Pontius Pilate, M.S. 26’da olağanüstü yetkilerle valilik görevine başladı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu