Kudüs Kronolojisi

Kudüs Kronolojisi | M.S. 63 – 691

M.S. 63

Beyt-i Makdis İnşaatının Tamamlanması ve Tırmanan Gerilim

Büyük Herod’un ölümünden önce başladığı ancak tamamlanmasını göremediği Beyt-i Makdis’in genişletme ve restore çalışmaları, M.S. 63 yılında tamamlandı. Ancak bu dönemde Roma İmparatorluğu’nun Yahudi toplumuna baskısı arttı ve şehir içinde huzursuzluklar doruk noktasına ulaştı.

M.S. 66-73

Roma’ya Karşı Büyük Yahudi Ayaklanması ve Sonuçları

Pagan Roma yönetimi, Kudüs’ün Roma kontrolü altına girmesiyle Yahudi nüfusuyla gerilim yaşadı, ve M.S. 66-73 yılları arasındaki büyük Yahudi ayaklanması Filistin genelinde büyük yıkıma neden oldu. Roma İmparatorluğu, bu ayaklanmayı bastırarak zafer kazandı, ancak Yahudi direnişi hala tarihsel bir öneme sahiptir.

M.S. 66-73 

Büyük Yahudi Ayaklanması ve Roma İmparatorluğu’nun Üstünlüğü

Pagan Roma yönetimi, Yahudiliği sapkınlık olarak gördü ve Kudüs’ün Roma hakimiyetine geçmesiyle şehirdeki Yahudi toplumuyla gerginlik yaşandı. M.S. 66-73 yılları arasındaki büyük Yahudi ayaklanması, Filistin genelinde büyük tahribata yol açtı.

M.S. 70

Kudüs’ün Büyük Yıkımı ve Katliamı

Roma İmparatorluğu, Yahudi isyanını bastırmak için gönderilen Başkomutan Titus tarafından M.S. 70 yılında Kudüs’e büyük bir orduyla girildi. Şehirdeki şiddetli katliam ve yıkım, Beyt-i Makdis dahil olmak üzere Kudüs’ün sur içi bölgelerini tamamen tahrip etti.

M.S. 73

Masada’nın Düşüşü

M.S. 73 yılında, Kudüs’ün tamamen yıkılmasının ardından, yaklaşık 966 Yahudi, Masada adlı kaleye sığınmıştı ve Romalı askerler tarafından kuşatıldılar. Kaleye giren Romalılar sadece bir kadın ve beş çocuk buldular; diğerleri, teslim olmayı reddederek intihar ettiler, bu olay hala tartışmalara neden olmaktadır.

M.S. 135

Yahudi Düşmanı İmparator Hadrianus

M.S. 135’te Roma İmparatoru Hadrianus, Kudüs’teki Yahudi varlığını yok etmek amacıyla radikal bir karar aldı. Tüm tapınaklar ve dini semboller ortadan kaldırıldı, şehir “Aelia Capitolina” olarak yeniden düzenlendi ve Yahudilere Kudüs’e giriş ve gömme izni verilmedi.

M.S. 326

Azize Helena ve Kudüs Ziyareti

Roma İmparatoru Konstantin’in 313 yılında Hıristiyanlığı kabul etmesi, İznik Konsili’nin 325 yılında toplanmasına yol açt. Annesi Azize Helena’nın Filistin’deki Kutsal Topraklar’daki Hıristiyan eserlerini restore etme ziyareti, birçok Hristiyan mabedinin temellerinin atılmasına ve Ortodoks Hıristiyanlığın Filistin’deki etkisinin başlamasına katkı sağladı.

M.S. 438

İmparatoriçe Aelia Evdoksiya’nın Kudüs Ziyareti

Yunan aristokrat kökenli Aelia Evdoksiya, 421 yılında İmparator İkinci Theodosius ile evlenerek “imparatoriçe” unvanını kazandı. 438 yılında Kudüs’ü ziyaret ederek, özellikle Yahudilere yönelik tarihi bir adım attı: Kudüs’teki mabetlerde dua etmelerine izin verdi, onları kişisel koruması altına aldı ve sorunlarını çözmesi için doğrudan kendisine başvurmalarını teşvik etti.

614

Sâsâniler Kutsal Topraklarda

600’lerin başlarından itibaren, Bizans ve Sâsânî İmparatorlukları arasında sürekli çatışmaların yaşandığı bölgede, Sâsânî İmparatorluğu’nun 614 yılında Kudüs’ü fethetmesi, Yahudilerin destek verdiği bir süreçte gerçekleşti ve bu dönemde Süleyman Mabedi yeniden inşa edilmeye başladı.

638

Miraç gecesinde Hz. Muhammed’in (sav) gördüğü Mescid-i Aksâ, Müslümanlar için kutsal bir yapıydı ve bu mabedin kutsallığı, Hz. Muhammed’in (sav) sütunları doğru bir şekilde saymasıyla vurgulandı. 638 yılında İslam ordularının Kudüs’ü ele geçirmesi, şehirde farklı inanç gruplarının barış içinde yaşadığı bir dönemin başlangıcını işaret etti.

629

Herakliyus’un Yemini

Kudüs’ün Mecûsîlerin eline geçmesi, Bizans İmparatoru Herakliyus için büyük bir yenilgiyi temsil ediyordu ve şehri geri alma yeminine yol açtı. Ancak Kudüs’ü tekrar kazandığında harap durumda buldu ve Müslümanların ilerlemesi, önceliklerini değiştirdi, Herakliyus şehri yeniden inşa etmek için yetersiz kaynaklara sahipti.

691

İslâm Sanatının İncisi

Emevî Halifesi Abdulmelik bin Mervan’ın liderliğinde, Kudüs’e uygun bir anıt eser inşa edildi ve 691 yılında tamamlandı. Kubbetu’s-Sahra adını taşıyan bu görkemli yapı, Yahudi inancına göre önemli bir yer olan kayanın üzerine inşa edildi ve İslam’ın en eski ayakta kalan yapılarından biri olarak tarihe geçti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu