Kudüs Tarihi

1936-1939 Olayları

1936’da bir araya gelen Arap liderleri Yahudilere karşı mücadelede önderlik edecek Arap Yüksek Komitesi’ni kurmuş ve başlattıkları genel grevi ulusal bir ayaklanmaya dönüştürmüştür. Bunun üzerine Filistin’e gelen bir komisyon, Yahudilerle Arapların aynı devlet içinde yer almasının mümkün olamayacağını, Filistin’in bölüştürülmesi gerektiğini öneren Peel Raporu’nu yayınlamıştır. Bu rapor, Filistinlilerin bağımsızlıklarını gölgeleyecek şekilde topraklarını ikiye böldüğü için Arapların ayaklanmasını daha da şiddetlendirmiştir. 1936-1939 yılları arasında köyden kente bölgenin her yerine yayılan bu ayaklanmalar, diğerlerinden farklı olarak, Yahudileri değil İngilizleri hedef almış ve bu, Filistinlilerin haklı tepkilerini koydukları en büyük direniş hareketi olmuştur. Batılılar, Filistin’de Yahudi olmayan halkın varlığından bu meşhur Arap isyanıyla haberdar olmuştur. Bu gelişmelerin ardından Ortadoğu’daki dengeleri korumak isteyen İngiltere, önemli bir tutum değişikliğine giderek “Beyaz Belge”yi yayınlamıştır. Bu belgede esas olarak Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasının İngiliz siyasetinin parçası olmadığı, gelecek yıllarda yeni göçmenlerin kabulünün Arap nüfusun onayına tabi tutulacağı açıklanmıştır.

Filistin’de Arap ve Yahudilerden oluşan iki uluslu bir devlet kurulmasını ve göçmen sayısının beş yıl içinde toplam 75.000 olarak dondurulmasını öneren bu belge Siyonistler üzerinde şok etkisi yapmıştır. Filistinlilerin büyük ayaklanmasını durdurmayı amaçlayan belge, farklı direniş grupları arasında bölünmeye yol açarak İngilizlerin umduğu sonucu doğurmuş ve ayaklanma kolaylıkla bastırılmıştır. Bu belgeye tepki gösteren dönemin ABD Başkanı, İngiltere’den derhâl 100.000 Yahudi’nin Filistin’e girmesine izin vermesini ve kotanın kaldırılmasını talep etmiştir. İngiltere tarafından yayınlanan Beyaz Belge, Filistin’de yeni bir dönemin habercisi olmuştur. Siyonistler, “Kara Belge” adını verdikleri bu belgeden sonra, artık İngiliz manda yönetimini de hedef almaya başlamışlardır. Yine de Siyonist hareketin gelişimi için İngiliz mandası önemli bir fırsat olmuştur. İngiliz mandasının Milletler Cemiyeti’nde onaylandığı 1922’den 1940’a kadar Yahudi nüfusu 83.790’dan 467.000’e (bu dönemde 1,5 milyon olan nüfusun üçte biri) ve Yahudilerin sahip olduğu toprak da 60.100 hektardan 155.200 hektara çıkmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu